
DOLANDIRILMANIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
Böyle de başlık olur mu? Sorularını duyar gibiyim. Maalesef olmak zorunda. Teknoloji ile aynı hızda artan dolandırıcılık olaylarında ortaya çıkan bir durumdan bahsetmek istiyorum. Meydana gelen dolandırıcılık olayları analiz edildiğinde ortaya oldukça garip bir durum çıkıyor. Belirli miktarlarda mağduriyet yaşayan dolandırıcılık mağdurlarının olay sonrası hareket tarzları kaybettikleri ekonomik değere bağlı olarak değişiyor. Peki nasıl?
Mağdurları bazı sınıflandırmalar yaparak değerlendirmek kolay anlaşılırlığı sağlayacaktır. İlk sınıf inatçı mağdurlar.
İnatçı mağdurlar 1 TL dahi dolandırılsalar, mutlaka şüphelilerin peşine düşen mağdur sınıfıdır. Dolandırıcılık mağduru oldukları için çok üzgündürler. Sürekli kendilerini suçlarlar ve kendilerini aldatarak mağdur eden dolandırıcıların asla peşini bırakmazlar. Bu uğurda harcayabilecekleri ekonomik değerlerin bir sınırı yoktur.
Bir diğer grup ise Hesapçı Mağdurlardır. Kaybettikleri ekonomik değeri ve hukuki süreçte harcamaları gereken ekonomik karşılıkları durmadan hesaplarlar. Öyle ki hukuki yardım aldıklarında Avukata verecekleri ücreti de neredeyse dolandırıldıkları miktarın üzerine koyarak hesaplarlar. Sapla samanı karıştıran ve yaklaşık 10.000,00 TL gibi bir miktarın altında olan kayıplarda ücretsiz yöntemlerle kendileri hak arayan mağdurlardır. İnternetin kullanıldığı dolandırıcılık vakalarında zaten karmaşık olan olayları kendi çabalarıyla şikâyet ederek kaybedilen değerleri ücretsiz yöntemlerle kazanmaya çalışan grubun sonuca ulaştığı durumlar oldukça nadirdir.
Dolandırıcılık yapan kişilerin hedefinde hesapçı mağdur grubundaki kişiler vardır. Bir sosyolog gibi hedef kitlesi üzerinde çalışan şüpheliler özellikle bu sınıfa mensup kişileri seçerler. Bu grubun, psikolojik sınır olarak değerlendirdiğimiz 10.000,00 TL altındaki kayıplar karşısındaki tepkileri tahmin edilebilir olmaktadır. Çoğu zaman kimsenin haberdar olmasını istemezler. Toplumda kendisine farklı gözle bakılacağını düşünerek yakın çevrelerine dahi söylemekten kaçınırlar. Kolluk kuvvetlerine şikâyette bulunurlarsa afişe olacaklarını düşünüp vazgeçerler. Kaybettikleri ekonomik değeri sineye çekerler.
İşte dolandırıcıların iştahını kabartan mağdur davranışları da tam olarak budur. Bir dönem 300,00 TL -500,00 TL kargo iade ücretleri ile tatmin olan dolandırıcılar da dolandırıcılık asgari ücretlerine zam yapmış ve üst sınırı 10.000,00 TL’ye kadar çıkarmışlardır.
Son günlerde büyük artış gösteren ve özellikle internet üzerinden mağdurlarını seçen bu dolandırıcılara karşı yapılacak en etkin mücadele mutlaka kolluk güçlerine şikâyette bulunmak olacaktır. Yapılacak her şikâyet onların tespit edilme ve yakalanma süreçlerini hızlandıracaktır. Mağduriyetin kaybedilen ekonomik değerden bağımsız olarak düşünülmesi ve kolay para kazanma peşinde ola dolandırıcılara fırsat verilmemesi ancak bu şekilde mümkün olacaktır. Her şeyin başında ise internet kullanıcılarının bu tür olaylara karşı bilinçlendirilmesi ve farkındalık düzeylerinin yükseltilmesi gelmektedir. Bu ise sürekli dijital okur yazarlık eğitimi verilerek mümkün olacaktır. Daha güvenli bir dijital dünya umuduyla.
Ponzi:Yüksek Kazanç Beklentisi ve Dolandırıcılık