İNSANSIZ BİR DÜNYA DÜŞÜNÜLEMEZ
Ne zaman yeni bir teknoloji tanıtılsa hemen işgücünden tasarruf edileceğinden bahsedilmekte. Neden işgücünden tasarruf edilmeye çalışıldığı konusunun cevabı ise muallak. Ürettiğimiz her hizmet veya malı insanlar için üretirken neden onları bu ekosistemin dışına çıkarmaya çalışıyoruz? 2011 yılında Almanya’nın Hannover kentinde ilk kez bahsedilen Endüstri 4.0 fırtınası her geçen gün yeni icatlarla büyüyerek devam ediyor. İnsanların yeni karşılaştığı kavramlar aynı ateşin veya yazının keşfi gibi insanlığa hizmet etmesi gerekirken yavaş yavaş insanlığın kâbusu olma yolunda.
Üniversitelerde öğrenim gören gençlere sürekli günümüzdeki mesleklerin yok olacağı ve onların yerine yeni mesleklerin ortaya çıkacağı söyleniyor. O yeni meslekler neler olacak sorusuna ise birkaç klişe cevaptan başka verecek bir meslekler listesi ise ortada yok. 20 yıl önceki söylemlerde, 2020’li yıllarda yollarda sürücüsüz otomobillerin fink atacağı mevcut iken halen böylesine bir teknolojiye kavuşmuş değiliz. ABD’nin bazı eyaletlerinde testler yıllardır devam ediyor. Acaba her noktada insansızlık ortamı yaratmaya çalışmak ne kadar doğru bir hareket tarzı, işte bunu da sorgulamak lazım.
Zaman zaman gezegenimizdeki en değerli varlığın bizler yani insanlar olduğunu unutuyoruz sanırım. Bu konuda da ilk uyanış yaşayan toplum Japonlar oldu. 2016 yılında Japonya tarafından Süper Akıllı Toplum olarak bu düşünce dünyaya duyuruldu. Japonya Başbakanı “teknoloji toplumlar tarafından bir tehdit olarak değil, bir yardımcı olarak algılanmalı” sözüyle bu düşüncenin altında yatan ana fikri de açıklamış oldu. Bu düşünce yapısında insan merkezde yer almaktadır. Teknoloji toplum içindir. Amaç, son zamanlarda çokça konuşulan teknolojinin insanın yerini alması değil insana yardımcı olması ve ona üstün nitelikler kazandırmasıdır.
Yavaş yavaş insan olmanın kutsiyeti öne çıkarken sadece teknolojiyi yüceltmek biz insanlar için pek de iyi olmasa gerek. Henüz kişisel verilerin bir insan mahremiyeti olduğu yeni yeni yerleşmişken insanın kendisine sen dur bakalım demek doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Eğer teknoloji bir devrim yaratacaksa bu devrim yaşlı nüfusun ömrünün geri kalanını konforlu ve güvenli bir şekilde geçirmesini sağlayacaksa gerçekleşmiş olacaktır. Dünyanın geri kalan ömrünü uzatmaya çalışmaya verdiğimiz önemi yaşlanan nüfusun konforu için de göstermemiz gerektiğini hatırlamalıyız. Toplum 5.0 düşüncesinin de odak noktası işte tam da budur.
Yapay zekâ tabanlı sağlık robotu üretmeye çalışmak yerine, teknolojinin olanaklarını kullanarak yüksek teşhis oranına ulaşan Süper Doktorlar yetiştirmek için teknolojiyi geliştirmeye çalışmayı hedeflemeliyiz. İnsansız tarım yapmayı hedeflemek yerine yüksek verimli ürünler yetiştiren çiftçileri tarlalarda çalışırken görmek amaçlanmalıdır. Meslekleri teknoloji ile yok etmek ve yeni meslekler aramak yerine mesleklerini icra eden insanlara teknoloji ile üstün meziyetler kazandırmalıyız. Ameliyathanede insan görmeyen bir hastanın ne kadar kendini güvende hissedeceğini yaşamadan, sadece istatistik bilgileri ile belirlenmesi sadece bir rakamdan öteye geçmeyecektir.
İnsanı İnsansız Bırakmak Başarı Değil Ancak Başarısızlıktır
Sosyal Ağların insanları sanal dünyada sosyalleştirirken gerçek hayatta yalnızlaştırdığından bahsedenlerin, insanı insansız bir ortamda yaşatmaya çalışması da bir paradokstan öte bir şey değildir. İnsanların kullandığı araçlar ile çok emniyetli ve süper konforlu seyahati hedeflemek var iken neden birçok parametreye bağlı bir otonomluk peşinde olmayı sanırım net bir şekilde açıklamak çok da kolay değil.
Acaba Çanakkale savaşında gün boyu birbirlerine kurşun atan savaşan tarafların gece olunca birbirlerine konserve fırlatarak istirahat etmelerini otonom silahlardan da bekleyebilecek miyiz? Yoksa bu yapay zeka ve otonom araçlar dünyası bu dalganın üzerinde sörf yapmak isteyen akademisyenlerin makale çabalarıyla sınırlı mı kalacak. Veya hayatın her alanında bir reklam içeriği mi olacak. Bir markanın çamaşır makinesinin içerisine konan çamaşırların kumaşının cinsini, kirini, miktarını vb. özelliklerini içerdiği yapay zekâ ile tespit ederek yıkama programını tespit edeceği içerikli reklamları izliyoruz. Bir müddet sonra yapay zekâ kavramı hayatın her noktasında pazarlanan ürünlere insanların ilgisini çekmek için sıradan bir özelliğe dönüşecek.
Tekrar tekrar söylediğim gibi Yerine Değil Yanına düşüncesi kazanacaktır.